Ekonomi mezunuyum, yurtdışında bir süre yaşadım, 2 dil biliyorum, finans ve pazarlama alanında yüksek lisans yaptım. Sanayi, ticaret, hayvancılık, uluslararası ticaret gibi birçok alanda faaliyet gösteren bir ailenin 4. Kuşak temsilcisi olarak yatırımlarla ülkemde ekonomik değer yaratmaya çalışıyorum, çalışmaya devam edeceğim ve çocuklarımın da bu yönde ilerlemesi için de elimden geleni yapacağım.
Yukarıda kendimle ilgili yazdıklarım bir ego tatmini kesinlikle değil. Sadece bundan sonraki yazacaklarımı bu çerçevede değerlendirilmesi vurgusu içindir diyebilirim. Tercihen akademik hayatı seçmedim ancak çok şükür yorumlarımda ve öngörülerim de de bugüne kadar yanılmadım.
Velhasıl asıl konu dün yaşadığımız faiz indirimi. Tüm Dünya enflasyon, hammadde tedariği, tedarik zincirinde yaşanan kopmalar ve kısacası yeni ekonomik düzene uyum sürecini yaşıyorlar. Bazı ülke merkez bankaları enflasyonla mücadelede faiz artırımına giderken bazıları parasal sıkılaşma yani paranın değerini koruyabilmek adına mücadele ediyor.
Dünya’da para bir MAL olarak görülmektedir. Şöyle ki sene başında aldığınız bir ürün fiyatı sene başında 10 TL iken sene sonunda 11 TL ise o ürünün değeri %10 artmış diğer bir deyişle edinim maliyeti %10 artış göstermiştir. Bu maliyet artışında piyasadaki üreticilerin çokluğu ya da azlığı, hammadde erişimi, talep ve arz miktarları, üretici firmanın marka değeri gibi faktörler vardır. İşte bu noktada parayla ilgili de süreç farklı değildir. Faiz paranın iki tarih arasındaki edinim maliyetidir.
Bu edinim maliyetini etkileyen birçok FAKTÖR ülkeler için de vardır. Sonuçta ülkeler de para üretmektedirler. Marka değeri yüksek olan ülkelerin para birimleri uluslararası ticarette yer alırken marka değeri düşük olan ülkelerin paralar tercih edilmemektedir. Marka değeri yüksek ülkeler kendi paralarıyla ticaretin içerisinde yer alırken marka değeri düşük ülkeler, marka değeri yüksek olan ülkelerin para birimlerine önce ulaşmalı sonrasında da ürünlerinin o para birimlerinden değiş tokuş etmelidirler.
Ülkeler ürettikleri katma değer ile marka değerlerini yükseltmektedirler. Katma değerin büyüklüğü ile ihracatları artmakta, gelir yaratıldığı için hammaddeye kolay ulaşılabilmekte ve Dünya Ticaretinde de etkinliği artmaktadır.
Biz bugün Türkiye’nin uluslararası arenada tercihinin artması için uğraşıyoruz. Ülke olarak yüksek kur ile satın alma tarafında ucuzlayarak daha cazip olma yolunu seçiyoruz. Bu yolu seçiyorsak ülkede yaratılan katma değeri arttırmalı, üreticinin hammadde ve yarı mamüle ulaşımını kolaylaştırmalıyız. Mamül ihracatını artırarak ülkede yaratılan katma değeri yukarı taşımalıyız. Böylece hem ÜLKE PARA KAZANSIN HEM DE ÜLKENİN SATIN ALMA GÜCÜ ARTSIN.
Demir ihracat ediyoruz makine yapıyorlar, inşaat demiri ihraç ediyoruz ülkelerinde katma değer yaratıyorlar. Sunta gönderiyoruz mobilya ile katma değer oranımız düşük kalıyor. Eğer yüksek kur VE DÜŞÜK ENFLASYON İSTİYORSAK ÜLKEDE YARATILAN KATMA DEĞERİN ARTMASI LAZIM. HAMMADDE VE YARI MAMÜL İHRACATIYLA OLMAZ.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili
Yusuf ŞEHİTOĞLU tarafından yayımlandı
1981 yılı İnegöl doğumluyum. Bilgi Üniversitesi İşletme Yönetimi Yüksek Lisansımı (MBA) gerçekleştirdim. Yüksek Linsans Yönetim, finans, Pazarlama ve Satış, Strateji ve İş geliştirme alanlarını kapsamaktadır. Uludağ Üniversitesi İktisat Bölümü mezunuyum. İlkokulu Gazipaşa ilk okulunda , sonrasında ise Turgutalp Anadolu Lisesinde okudum. Evli 2 çocuk babasıyım. İngilizce ve Almanca biliyorum.
Çocuk yaşlardan beri ticaretin içindeyim. Ailem 1948 yılında Yunanistan’dan önce İstanbul’a sonrasında ise maddi imkansızlıklardan ötürü İnegöl’e yerleşmiş , babam 60’lı yıllarda hayalindeki tavukçuluk işi ile ticaret hayatına atılmış. Sonrasında inşaat, ilaç, yem ve hayvancılık gibi alanlarda faaliyetlerini gösterirken benim de çalışmama gibi bir şansım olmadı. Simit, leblebi tozu, kırık yumurta satışı da ziyadesi ile yaptım Ayrıca İnşaatlarda kalıplardan çıkarılan çiviler tekrar toplanıp düzeltilip sağlam kalanları kullanılırdı. O iş de belirli bir ücret karşılığı benden sorulurdu
Sonrasında Üniversite dönemimde de çalıştım. Yaklaşık 3 yıl kadar AIESEC isminde bir derneğin Yönetim Kurulu üyeliğini yaptım . 200’e yakın ülkede faaliyetlerini sürdüren, mesai saatleriyle Uluslararası bir şirket gibi çalışan ve Hollanda Merkezinden şubelerine kadar herkesin öğrenci olduğu bir dernek. Ancak Türkiye ve Dünya’daki bir çok uluslararası ve ulusal şirketin partner olduğu bir dernek. Hem öğrencilerin yabancı ülkelerde iş tecrübesi kazanmasını sağlıyor hem de bulunduğu ülkedeki şehirlerde yer alan şubelerinde şirketlerle, derneklerle, Ticaret odalarıyla projeler gerçekleştiriyor. Bu sayede Bursa Sanayisindeki birçok kurum ve İstanbul’da birçok kurum ile işbirliğinde bulunma ve çalışma fırsatını yakaladım. BTSO, BUSİAD, TUSİAD, MÜSİAD, GESİAD, KALDER ve bunun gibi birçok kurum. Bu dönemlerde de ticari faaliyetlerim oldu.
AIESEC sonrasında Ekonomistler topluluğu ve ARI grubunda çalışmalarda bulundum. Aynı zamanda uluslararası ticaret alanında uzmanlığımı aldım. Akabinde bir dönemim Almanya’da hem eğitim hem de ticari çalışmalarla geçti. Sonrasında bir dönem Malta’da iş İngilizcesi uzmanlığım için bulundum ve sonrasında askere gittim.
2006 yılında askerlik dönüşünde çantamı aldım ve Çin’e mal getirmek için gittim. Döndüğümde Çin’den mal getirmeye başladım. Türkiye’deki birçok zincir markete, TV Satış kanallarına ve toptancılara ithalatını yaptığım ürünlerin satışını yapmaya başladım. Aynı zamanda uluslararası emtia piyasalarında da faaliyetlerim oldu. Demir, Şeker gibi…
Bugün inşaat , uluslararası ticaret , eğitim, danışmanlık ve takı alanlarında faaliyetlerimiz var.
İnşallah farklı sektörlerde de girişimlerimiz olacak.
İnşaat sektöründe konut ve işyeri projelerimizle yenilikçi, tüketici ihtiyaçlarına uyumlu ve ihtiyaçlarının farkındalığını sağlayan projeler gerçekleştiriyoruz. Uzun yıllara dayanan tecrübemiz ile müşterilerimize hizmet vermeye devam ediyoruz. Planlamamız ile birlikte inşaat hem inşaat alanında hem inşaat teknolojileri anlamında şehir dışında projeler gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Eğitim ve danışmanlık alanların Learn ‘N Play markamızda çocuk gelişim merkezimizin faaliyetine başladık. Çocuk gelişim uzmanlarımızda iç sistemlerimizin oluşturduk. Önümüzdeki süreçte Franchise yoluyla zincirleştirmek istiyorum. Gelişim merkezimizde aynı zamanda yurtdışından ithal eğitici ve geliştirici oyuncak satışları yapılmaktadır. Aynı zamanda aile ve kişisel danışmanlık alanında faaliyetini sürdürmektedir. Bununla beraber Luzz Accessories markamızla yurtdışından getirdiğimiz takılarımızın satışını yapmaktayız. Bu alandaki çalışmamız daha çok online iş modeli olarak geliştirdiğimiz bir faaliyet alanımızdır.
İş hayatımız ile birlikte sivil toplum kuruluşlarındaki faaliyetlerim de devam etmektedir. Yaklaşık 18 senedir dernekçiliğin içerisindeyim. Bahsettiğim gibi AIESEC ile 19 yaşımda dernekçilik faaliyetim başladı. Aslında o biraz profesyönel çalışma alanıydı. Çünkü 19 yaşında ekibimizde 80-100 kişi çalışıyordu. Raporlama sistemlerinden bilançolarına, muhasebe proglamı Logo kullanımından projelendirmeye top yekün profesyonel bir çalışma alanıydı. AIESEC sonrasında ekonomistler topluluğu ve ARI grubunda dernekçilik faaliyetlerim sürdü. İnegöl’de dönüşümle birlikte Genç Müsiad’da 2 sene kadar görev yaptım. Sonrasında İnegöl Genç İşadamları Derneğinde 8 sene kadar faaliyetim oldu. 4 sene de Bursa Ticaret Sanayi Odası Genç Girişimciler Kurulu İcra Kurulunda görevim yaptım. 5 sene kadar da İnegöl Ticaret Sanayi Odası Meclis Üyeliğinde bulundum.
Tüm gönderileri Yusuf ŞEHİTOĞLU ile görüntüle