Son günlerin en popüler konusu Tanzim satış. İlk olarak Türk Dil Kurumunun tanzim satış tanımlaması ile başlayalım. Tanzim Satış; “Satıcı fiyatlarının yükselmesini önlemek, bazı malların tüketiciye ulaşmasını sağlamak için belediye veya başka kamu kuruluşları tarafından yapılan satıştır” diyor sözlük anlamı itibariyle. Özellikle hal yasasıyla başlayan süreçte tarımsal ürünlerin satışının düzenlenmesi ile ilgili çalışmalar yapılmaya çalışılıyor. Mantık olarak vatandaşın daha doğru ürünü en uygun koşullarda almasını sağlamak olarak bakıyorum konuya. Zaten amaç da o olmalı. Fakat her zaman olduğu gibi ne yazık ki tüm gündemde sonucu tartışıyoruz. Bir gerçek var ki tarımsal ürün fiyatları oldukça yüksek. Gerek son dönemde yaşanan fiyat artışları, gerek stokçuluk gerekse aracıların yüksek fiyatları buna neden oluyor. Burada nasıl ki ekmek fiyatlarının regülasyonu için devletin mekanizmaları varsa bunda da aynısı işletiliyor. Serbest piyasa ekonomisinde zaten tüm satışları devletin yapacak hali yok. Ama kural planlayıcı, kural koyucu ve denetleyici tarafta olması gerekiyor. İşte burada doğru soruları sormamız gerekiyor. Tabi neticesinde de anlık çözümler değil yeni ekosisteme göre de SİSTEM oluşturulmalıdır.

Dünya’da tarımsal üretimde Amerika, Hollanda, Avustralya gibi ülkeler önde seyretmektedir. Bu tanzim satışlar gündeme geldiğinde açıkçası işleyişlerini ve kurallarını merak ettim. Detaylı olarak burada yazmayacağım ama dikkatimi çeken stratejik başarı faktörünün KURALLAR ve SİSTEM olduğunu gördüm. Üretimden satışa birçok nokta detaylı ve verimlilik esaslı belirlenmiş ve işletiliyor. Yenilikçi birçok uygulamada her sektörde olduğu gibi gelişim merkezleri önemli rol oynuyor. Akıllı teknolojiler , topraksız ve dikey tarım gibi bir çok kavram yine onlardan çıkıyor.


Peki burada biz ne yapmalıyız? Tarımsal üretim alanında gerek arazi gerek üretici tarafında organize olamadığımızı hepimiz biliyoruz. Organize olamadığımız için tarımsal üretim para kazanamıyor ve her gecen gün üretim yapma isteği kaybolan vatandaş kentli yaşamına giriş yapıyor. Üretim azaldıkça da ürünlerin fiyatları yükseliyor. Bol olan hiçbir şeyin fiyatında artış olamaz. Ben fırsatçılık yapanlar konusuna burada hiç girmiyorum çünkü bizim konumuz değil. Bizim konumuz tarımsal ekonomik işleyiş ve model konusunda fikirlerimizi paylaşmak.

Önce üretimin sistemleşmesinden ve organizasyonundan başlanılmalı diye düşünüyorum. Üretim tarafındaki dağınık ve küçük ölçekli yapılar esnekliği ortadan kaldırıyor. İster tarımsal kooperatiflerle olsun isterse özel sektör girişimleri ile olsun bir model ortaya konulmalı. Üretim ve satış konusu için bir ekonomik model ortaya konulup ihtiyaç tespitleri ortaya konulursa, üretim miktarından satış kanalına kadar her konu rahatlıkla işler hale gelebilecektir. Somut örneklendirmek istiyorum. Amerika’da bir “Fresh Direct” isminde bir firma var. İş modelinde B2C (Business to Consumer – Firmadan Tüketiciye) tarladaki üretimin direkt tüketiciye satılması modellenmiş. Uzun zamandır da işliyor. Hatta Türkiye’de bir girişimci “Taze Direkt” ismi ile organik ürün satışı ile başladı ve bir süre önce Migros bu şirketi satın aldı. Bu örneklemeyi şunun için yaptım. Bizlerde ülkemizde özel sektör eliyle farklı iş modellerini teşvik etmeli, kurallarını koymalı ve denetlemesini doğru bir şekilde yapmalıyız. Gerekirse B2B (Business to Business – Firmadan Firmaya) modelleme ile ara toplancılar yaratarak da yapılabilecek modellemelerde mümkündür.
Sonuçta tarımsal üretimi ölçek olarak yada vizyon olarak daha ileride yapan ülkelerden esinlenmemiz ve vakit kaybetmemiz gerekiyor. Burada faaliyet gösteren şirket yada kamusal satış noktalarının iş modeline karar vermesi ve o yönde ilerlemesi gerekiyor. Nasıl Endüstri 4.0’ı konuşuyorsak yeni Dünya’da Tarım 4.0’ı da konuşmamız gerekiyor. Unutmayalım bugün Çin Afrika’da arazi kiralayarak tarımsal üretim yapıyor ve yarınlara ülkesini hazırlıyor.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili
Yusuf ŞEHİTOĞLU tarafından yayımlandı
1981 yılı İnegöl doğumluyum. Bilgi Üniversitesi İşletme Yönetimi Yüksek Lisansımı (MBA) gerçekleştirdim. Yüksek Linsans Yönetim, finans, Pazarlama ve Satış, Strateji ve İş geliştirme alanlarını kapsamaktadır. Uludağ Üniversitesi İktisat Bölümü mezunuyum. İlkokulu Gazipaşa ilk okulunda , sonrasında ise Turgutalp Anadolu Lisesinde okudum. Evli 2 çocuk babasıyım. İngilizce ve Almanca biliyorum.
Çocuk yaşlardan beri ticaretin içindeyim. Ailem 1948 yılında Yunanistan’dan önce İstanbul’a sonrasında ise maddi imkansızlıklardan ötürü İnegöl’e yerleşmiş , babam 60’lı yıllarda hayalindeki tavukçuluk işi ile ticaret hayatına atılmış. Sonrasında inşaat, ilaç, yem ve hayvancılık gibi alanlarda faaliyetlerini gösterirken benim de çalışmama gibi bir şansım olmadı. Simit, leblebi tozu, kırık yumurta satışı da ziyadesi ile yaptım Ayrıca İnşaatlarda kalıplardan çıkarılan çiviler tekrar toplanıp düzeltilip sağlam kalanları kullanılırdı. O iş de belirli bir ücret karşılığı benden sorulurdu
Sonrasında Üniversite dönemimde de çalıştım. Yaklaşık 3 yıl kadar AIESEC isminde bir derneğin Yönetim Kurulu üyeliğini yaptım . 200’e yakın ülkede faaliyetlerini sürdüren, mesai saatleriyle Uluslararası bir şirket gibi çalışan ve Hollanda Merkezinden şubelerine kadar herkesin öğrenci olduğu bir dernek. Ancak Türkiye ve Dünya’daki bir çok uluslararası ve ulusal şirketin partner olduğu bir dernek. Hem öğrencilerin yabancı ülkelerde iş tecrübesi kazanmasını sağlıyor hem de bulunduğu ülkedeki şehirlerde yer alan şubelerinde şirketlerle, derneklerle, Ticaret odalarıyla projeler gerçekleştiriyor. Bu sayede Bursa Sanayisindeki birçok kurum ve İstanbul’da birçok kurum ile işbirliğinde bulunma ve çalışma fırsatını yakaladım. BTSO, BUSİAD, TUSİAD, MÜSİAD, GESİAD, KALDER ve bunun gibi birçok kurum. Bu dönemlerde de ticari faaliyetlerim oldu.
AIESEC sonrasında Ekonomistler topluluğu ve ARI grubunda çalışmalarda bulundum. Aynı zamanda uluslararası ticaret alanında uzmanlığımı aldım. Akabinde bir dönemim Almanya’da hem eğitim hem de ticari çalışmalarla geçti. Sonrasında bir dönem Malta’da iş İngilizcesi uzmanlığım için bulundum ve sonrasında askere gittim.
2006 yılında askerlik dönüşünde çantamı aldım ve Çin’e mal getirmek için gittim. Döndüğümde Çin’den mal getirmeye başladım. Türkiye’deki birçok zincir markete, TV Satış kanallarına ve toptancılara ithalatını yaptığım ürünlerin satışını yapmaya başladım. Aynı zamanda uluslararası emtia piyasalarında da faaliyetlerim oldu. Demir, Şeker gibi…
Bugün inşaat , uluslararası ticaret , eğitim, danışmanlık ve takı alanlarında faaliyetlerimiz var.
İnşallah farklı sektörlerde de girişimlerimiz olacak.
İnşaat sektöründe konut ve işyeri projelerimizle yenilikçi, tüketici ihtiyaçlarına uyumlu ve ihtiyaçlarının farkındalığını sağlayan projeler gerçekleştiriyoruz. Uzun yıllara dayanan tecrübemiz ile müşterilerimize hizmet vermeye devam ediyoruz. Planlamamız ile birlikte inşaat hem inşaat alanında hem inşaat teknolojileri anlamında şehir dışında projeler gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Eğitim ve danışmanlık alanların Learn ‘N Play markamızda çocuk gelişim merkezimizin faaliyetine başladık. Çocuk gelişim uzmanlarımızda iç sistemlerimizin oluşturduk. Önümüzdeki süreçte Franchise yoluyla zincirleştirmek istiyorum. Gelişim merkezimizde aynı zamanda yurtdışından ithal eğitici ve geliştirici oyuncak satışları yapılmaktadır. Aynı zamanda aile ve kişisel danışmanlık alanında faaliyetini sürdürmektedir. Bununla beraber Luzz Accessories markamızla yurtdışından getirdiğimiz takılarımızın satışını yapmaktayız. Bu alandaki çalışmamız daha çok online iş modeli olarak geliştirdiğimiz bir faaliyet alanımızdır.
İş hayatımız ile birlikte sivil toplum kuruluşlarındaki faaliyetlerim de devam etmektedir. Yaklaşık 18 senedir dernekçiliğin içerisindeyim. Bahsettiğim gibi AIESEC ile 19 yaşımda dernekçilik faaliyetim başladı. Aslında o biraz profesyönel çalışma alanıydı. Çünkü 19 yaşında ekibimizde 80-100 kişi çalışıyordu. Raporlama sistemlerinden bilançolarına, muhasebe proglamı Logo kullanımından projelendirmeye top yekün profesyonel bir çalışma alanıydı. AIESEC sonrasında ekonomistler topluluğu ve ARI grubunda dernekçilik faaliyetlerim sürdü. İnegöl’de dönüşümle birlikte Genç Müsiad’da 2 sene kadar görev yaptım. Sonrasında İnegöl Genç İşadamları Derneğinde 8 sene kadar faaliyetim oldu. 4 sene de Bursa Ticaret Sanayi Odası Genç Girişimciler Kurulu İcra Kurulunda görevim yaptım. 5 sene kadar da İnegöl Ticaret Sanayi Odası Meclis Üyeliğinde bulundum.
Tüm gönderileri Yusuf ŞEHİTOĞLU ile görüntüle