Son dönemde yazılarımızda doların neden düşmediğini, tercih edilecek kıymet olarak Altının ön plana çıkacağını, spekülatif süreçler yaşamazsak piyasaların toparlanacağını ve para piyasaları açısından yorumlarımı paylaştım. Tüm bu paylaşımların yanında her zaman önemsediğim, altını çizerek bahsettiğim üretim ve üretici konusu var ki ülkemiz için son derece önemli. Malumunuz üretimi ve üreticiyi ayakta tutamazsak sürdürülebilir büyümeyi sağlamamız zor. Diyebilirsiniz ki sadece ticaret ile var olan ülkeler var. Singapur, Dubai, Hongkong, Yunanistan gibi… Kısaca özetleyelim Singapur Dünya’nın en büyük transit ticaret, finans ve nakliye merkezidir. Oradaki bir çok firma ya üretici olup Dünya Ticaretinde var olanlar yada başka ülkelerde üretim yaptırıp Singapur üzerinden satanlardır. Dubai ve Hongkong birer serbest bölgedir. Yunanistan’ın sonu da malumunuz ortada…
Biz dönelim konumuza.Üretim ve üretici tarafını bahsederken geçtiğimiz sene ağustos ayından itibaren şirketlerin nakit akış ve vade yapılarının bozulduğunu, borçlanma maliyetlerini kar marjlarının taşımadığını, finansal yönetim anlamında desteğe ihtiyaçları olduğunu defaaten mevzu bahis ettim.
Son dönemde okuduğum ve konumuz ile şirketlerin genel durumunu yorumlayabileceğimiz tabloyu paylaşmak istiyorum. Aşağıdaki tabloda haziran ayı itibariyle kullandırılan kredi miktarları ve kredi cinsleri yer almaktadır. Aynı zamanda kullandırılan kredilerin mahiyeti ve kimlerin kredileri kullandığını da görebiliriz.

Tabloda toplam kredi hacminin 2.532 trilyon TL olduğunu ve miktar olarak artışın senelik bazda 145 milyar TL olduğunu görüyoruz. Kredi hacmindeki artışın 137 milyar TL’si büyük işletmeler, 8 milyar TL’si KOBİ’ler tarafından gerçekleşmiştir. İşte kritik konu burada başlıyor. Ülkemiz işletmelerinin yaklaşık % 95’nin KOBİ olduğunu düşünürsek neden kredi tarafında bu kadar az pay aldığı bazı sorulara neden oluyor. Acaba KOBİ’lerimize para mı lazım değil? Yatırım mı yapmak istemiyorlar? Ya da en önemlisi borçluluk yapıları, finansal yönetim eksikliği, pazar sıkıntıları yüzünden borçlanamıyorlar mı? Burada bahsettiğimiz konunun üzerinde durulması gerekiyor. Ülkeleri ayakta tutan KOBİ’ler ve KOBİ’lerin yatırım iştahıdır. Bu süreçte mevcutu koruyup yeni yatırımları ve finansman olanaklarını doğru yönetmemiz, doğru paylaştırmamız gerekmektedir. İktisadi olarak büyük işletmelerin sürdürebilirliği önemlidir ancak üretimin tabana yayılması ülkenin temelini sağlamlaştıracağı gibi kırılganlığını da ortadan kaldırız. Çünkü KOBİ’ler büyük işletmelere gibi hantal değildir. Doğru yönlendirildiği ve yönetildiği sürece tüm değişim koşullarına hızlı ayak uydurabilirler. Bu çerçevede bundan sonraki süreçte KOBİ’lerimizin finansmana ulaşımını kolaylaştırmalı ve Pazar olanakları konusunda uluslararası stratejik adımlar atmalıyız.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili
Yusuf ŞEHİTOĞLU tarafından yayımlandı
1981 yılı İnegöl doğumluyum. Bilgi Üniversitesi İşletme Yönetimi Yüksek Lisansımı (MBA) gerçekleştirdim. Yüksek Linsans Yönetim, finans, Pazarlama ve Satış, Strateji ve İş geliştirme alanlarını kapsamaktadır. Uludağ Üniversitesi İktisat Bölümü mezunuyum. İlkokulu Gazipaşa ilk okulunda , sonrasında ise Turgutalp Anadolu Lisesinde okudum. Evli 2 çocuk babasıyım. İngilizce ve Almanca biliyorum.
Çocuk yaşlardan beri ticaretin içindeyim. Ailem 1948 yılında Yunanistan’dan önce İstanbul’a sonrasında ise maddi imkansızlıklardan ötürü İnegöl’e yerleşmiş , babam 60’lı yıllarda hayalindeki tavukçuluk işi ile ticaret hayatına atılmış. Sonrasında inşaat, ilaç, yem ve hayvancılık gibi alanlarda faaliyetlerini gösterirken benim de çalışmama gibi bir şansım olmadı. Simit, leblebi tozu, kırık yumurta satışı da ziyadesi ile yaptım Ayrıca İnşaatlarda kalıplardan çıkarılan çiviler tekrar toplanıp düzeltilip sağlam kalanları kullanılırdı. O iş de belirli bir ücret karşılığı benden sorulurdu
Sonrasında Üniversite dönemimde de çalıştım. Yaklaşık 3 yıl kadar AIESEC isminde bir derneğin Yönetim Kurulu üyeliğini yaptım . 200’e yakın ülkede faaliyetlerini sürdüren, mesai saatleriyle Uluslararası bir şirket gibi çalışan ve Hollanda Merkezinden şubelerine kadar herkesin öğrenci olduğu bir dernek. Ancak Türkiye ve Dünya’daki bir çok uluslararası ve ulusal şirketin partner olduğu bir dernek. Hem öğrencilerin yabancı ülkelerde iş tecrübesi kazanmasını sağlıyor hem de bulunduğu ülkedeki şehirlerde yer alan şubelerinde şirketlerle, derneklerle, Ticaret odalarıyla projeler gerçekleştiriyor. Bu sayede Bursa Sanayisindeki birçok kurum ve İstanbul’da birçok kurum ile işbirliğinde bulunma ve çalışma fırsatını yakaladım. BTSO, BUSİAD, TUSİAD, MÜSİAD, GESİAD, KALDER ve bunun gibi birçok kurum. Bu dönemlerde de ticari faaliyetlerim oldu.
AIESEC sonrasında Ekonomistler topluluğu ve ARI grubunda çalışmalarda bulundum. Aynı zamanda uluslararası ticaret alanında uzmanlığımı aldım. Akabinde bir dönemim Almanya’da hem eğitim hem de ticari çalışmalarla geçti. Sonrasında bir dönem Malta’da iş İngilizcesi uzmanlığım için bulundum ve sonrasında askere gittim.
2006 yılında askerlik dönüşünde çantamı aldım ve Çin’e mal getirmek için gittim. Döndüğümde Çin’den mal getirmeye başladım. Türkiye’deki birçok zincir markete, TV Satış kanallarına ve toptancılara ithalatını yaptığım ürünlerin satışını yapmaya başladım. Aynı zamanda uluslararası emtia piyasalarında da faaliyetlerim oldu. Demir, Şeker gibi…
Bugün inşaat , uluslararası ticaret , eğitim, danışmanlık ve takı alanlarında faaliyetlerimiz var.
İnşallah farklı sektörlerde de girişimlerimiz olacak.
İnşaat sektöründe konut ve işyeri projelerimizle yenilikçi, tüketici ihtiyaçlarına uyumlu ve ihtiyaçlarının farkındalığını sağlayan projeler gerçekleştiriyoruz. Uzun yıllara dayanan tecrübemiz ile müşterilerimize hizmet vermeye devam ediyoruz. Planlamamız ile birlikte inşaat hem inşaat alanında hem inşaat teknolojileri anlamında şehir dışında projeler gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Eğitim ve danışmanlık alanların Learn ‘N Play markamızda çocuk gelişim merkezimizin faaliyetine başladık. Çocuk gelişim uzmanlarımızda iç sistemlerimizin oluşturduk. Önümüzdeki süreçte Franchise yoluyla zincirleştirmek istiyorum. Gelişim merkezimizde aynı zamanda yurtdışından ithal eğitici ve geliştirici oyuncak satışları yapılmaktadır. Aynı zamanda aile ve kişisel danışmanlık alanında faaliyetini sürdürmektedir. Bununla beraber Luzz Accessories markamızla yurtdışından getirdiğimiz takılarımızın satışını yapmaktayız. Bu alandaki çalışmamız daha çok online iş modeli olarak geliştirdiğimiz bir faaliyet alanımızdır.
İş hayatımız ile birlikte sivil toplum kuruluşlarındaki faaliyetlerim de devam etmektedir. Yaklaşık 18 senedir dernekçiliğin içerisindeyim. Bahsettiğim gibi AIESEC ile 19 yaşımda dernekçilik faaliyetim başladı. Aslında o biraz profesyönel çalışma alanıydı. Çünkü 19 yaşında ekibimizde 80-100 kişi çalışıyordu. Raporlama sistemlerinden bilançolarına, muhasebe proglamı Logo kullanımından projelendirmeye top yekün profesyonel bir çalışma alanıydı. AIESEC sonrasında ekonomistler topluluğu ve ARI grubunda dernekçilik faaliyetlerim sürdü. İnegöl’de dönüşümle birlikte Genç Müsiad’da 2 sene kadar görev yaptım. Sonrasında İnegöl Genç İşadamları Derneğinde 8 sene kadar faaliyetim oldu. 4 sene de Bursa Ticaret Sanayi Odası Genç Girişimciler Kurulu İcra Kurulunda görevim yaptım. 5 sene kadar da İnegöl Ticaret Sanayi Odası Meclis Üyeliğinde bulundum.
Tüm gönderileri Yusuf ŞEHİTOĞLU ile görüntüle